SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Çirkin İftira" Suçlaması

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:49:00
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde 2010 ile 2013 yılları arasında görev yapan şube yöneticilerince dinlenen 18 mağduru kapsayan iddianamede ilginç detaylar ortaya çıktı.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın uzun bir süreden beri üzerinde çalışma yürüttüğü dinleme dosyası soruşturması tamamlanarak Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi sunulmuştu.  İddianame de; 2010 ile 2013 yılları arasında Malatya Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube'de görevli dönemin şube müdürü A.E., şube personeli H.K., Y.Ö., A.A., İ.K., F.A., T.A. ve M.Ç. şüpheli olarak dosyada yer alıyor ve şüpheliler “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek” iddiasıyla suçlanıyorlar.

Toplam 18 kişinin mağdur olarak gösterildiği iddianame de dinlenen kişilerin ilginç gerekçelerle ve sadece “istihbaratı bilgi” üzerine dinlenildiği, istihbaratı bilgilerin araştırılmadan kişilerin cep telefonlarının dinlemeye alındığı belirtildi. 

AKPLİ'NİN DAMADI EMNİYET MÜDÜRÜNE “ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ” DİNLEMESİ

Organize suç örgütü ile birlikte hareket ettiği iddia edilerek telefonu dinlenen mağdur Emniyet Müdürü R.Ç. verdiği ifadesinde, “Kendisinin 2009-2013 yıllarında Malatya Emniyet Müdürlüğü’nde çeşitli kademelerde görev aldığını, Polis Okulu’nda görev aldığını, hakkında oluşturulan bilgilerin gerçeğe aykırı olduğunu, kendisinin eski AK Parti kurucularından olan bir dönem Eskişehir milletvekilliği yapan M.T.’nin damadı olduğunu, o dönem kendisinin tayini ile ilgili olarak yıpratmak amacıyla dinlenildiğini…”  belirterek şikayetçi oldu. 

Savcının iddianamedeki değerlendirmesinde, “Müşteki hakkında talep dilekçesinde organize suç örgütü ile birlikte hareket ettiğine dair istihbaratı bilginin bulunduğu yazılmasına rağmen alınan iletişim tespit tedbir talebi süresi sona ermeden çıkış yapıldığı, bunun da müşteki ile ilgili mahkemeye sunulan bilgilerin doğru olmadığı, dolayısıyla şüpheliler müştekiye ait telefonu dinleyebilmek amacıyla içeriği itibariyle müşteki adına suç uydurmak suretiyle sahte belge düzenleyerek mahkemeden iletişim tespiti kararı aldırarak müştekinin özel hayıtının gizliliğini ihlal ederek yapmış oldukları görüşmeleri kayıt altına almak suretiyle atılı suçu işledikleri…” ifadeleri yer aldı. 

BAYAN POLİS MEMURUNA “ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ” DİNLEMESİ

Organize suç örgütü ile birlikte hareket ettiği iddia edilerek telefonu dinlenen mağdur F.E. ise, “2010-2013 yılında Malatya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yaptığını, iletişim talep formunda ismi geçen S.K. isimli şahısla samimiyetinin olmadığını ve hiçbir diyalogunun bulunmadığını, buna rağmen sanki bu şahıs ile görüşüyormuş gibi evrak düzenlenerek kullanmış olduğu telefonun iletişiminin tespiti talebinde bulunulmasının anlamsız olduğunu …” belirterek şikayetçi olduğunu belirtti. 

Savcı ise iddianamedeki değerlendirmesinde, “talep dilekçesinde organize suç örgütü ile birlikte hareket ettiğine dair istihbaratı bilginin bulunduğuna dair yazılmasına rağmen alınan iletişim tespit tedbir süresi sona ermeden çıkış yapıldığı, mahkemeye sunulan bilgilerin doğru olmadığı, müşteki adına suç uydurmak suretiyle sahte belge düzenleyerek mahkemeden iletişim tespiti kararı aldırdıkları…” ifadelerine yer verildi.

DÜZCE MERKEZ KOMUTANINI MALATYA’DA DİNLEMİŞLER 

İddianamede, 2011 yılında Düzce merkez İlçe Jandarma  Komutanı olarak görev yapan  ve o dönem yüzbaşı olan A.N.B.’nin de Malatya Emniyet Müdürlüğü tarafından dinlenildiği belirtildi. İddianamede  “Müşteki A.N.B.’nin iletişimini tespit edebilmek amacıyla Tunceli Jandarma Alay Komutanı olarak görev yapmakta iken 3 Şubat 1994 günü ikametinde ölü olarak bulunan Kazım Çillioğlu’nun ölümünün alınan istihbari bilgilere göre intihar olmayıp, örgütlü bir şekilde faaliyet gösteren terör amaçlı suç örgütleri tarafından suikast sonucu gerçekleştirilmiş olabileceği yönünde bilgilerin bulunduğuna değinip bu konuda mahkemeye sunulmak üzere sahte resmi belge oluşturdukları ve bu şekilde müşteki hakkında suç uydurdukları, ayrıca talep formunda şahsın asker olduğu ve çalıştığı yer hususunda her hangi bir bilgiye yer vermedikleri, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden iletişimin tespit kararı aldıkları…” belirtildi.

Mağdur A.N.B. ise, “Belirtilen dönemde Düzce  Merkez İlçe Jandarma Komutanı olarak  yüzbaşı rütbesi jile görev yaptığını, Kendisinin kazım Çillioğlu ile çalışmadığını, olay ile her hangi bir bilgisinin bulunmadığını, bu sebeple telefonunun dinlenilmesinden dolayı üzgün olduğunu…” belirterek şikayetçi oldu. 

İddianamede mağdurlar O.Z. adlı bayan ile polis memuru Z.Y. ‘nin telefonları dinlemeye alınması ile ilgili olarak; “Ergenekon terör örgütü ile ilişkili olarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bağlantılı kişilerce, genç kızlar kullanılarak bazı özel evlerin oluşturulduğu, bu evlerde kalan bayanların sistematik ve planlı bir şekilde başta Harp Okullarında  okuyan askeri öğrenciler ile diğer askeri personellerle ilgilenmeleri, yeterince yakınlık kurarak söz konusu subayları kontrol altına alabilmeleri için yönlendirildiklerine dair istihbaratı bilgilerin bulunduğuna değinip bu konuda mahkemeye sunulmak üzere sahte resmi belge oluşturulduğu ve dönemin Özel Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden telefonların dinlenilmesi kararı  çıkartıldığı, ancak önleme kararına dayanak olan istihbaratı bilginin doğruluğu araştırılmadan telefonun dinlenildiği, dinleme neticesinde her hangi bir adli işlem yapılmadığı, suç uydurmak amacıyla sahte belge düzenlendiği …” ifadeleri kaydedildi. 

SUBAY EŞLERİNE “ÇİRKİN İFTİRA” 

Mağdur M.K.’nin o dönem 7. Ana Jet Üssü’nde görevli Pilot Üsteğmen S.K. adına kayıtlı cep ve ev telefonun dinlenilmesi,mağdur H.Ç.’nin eşi olan yüzbaşı E.Ç. adına kayıtlı cep ve ev  telefonunun dinlenilmesi, mağdur B.P.’nin eşi olan Üsteğmen M.P. adına kayıtlı cep ve ev  telefonunun dinlenilmesi, mağdur Yüzbaşı G.T.’nin cep telefonunun dinlenilmesi  ile ilgili olarak iddianamede  şu ifadeler yer aldı,  “Müştekilerin Ergenekon terör örgütü ile ilişkili olarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bağlantılı kişilerce, genç kızlar kullanılarak bazı özel evlerin oluşturulduğu, bu evlerde kalan bayanların  sistematik ve planlı bir şekilde başta Harp Okullarında okuyan askeri öğrenciler ile diğer askeri personellerle ilgilenmeleri, yeterince yakınlık kurarak söz konusu subayları kontrol altına alabilmeleri için yönlendirildiklerine dair istihbaratı bilgilerin bulunulduğuna değinip bu konuda mahkemeye sunulmak üzere sahte resmi belge oluşturulduğu ve dönemin Özel Yetkili Malatya 3. Ağır  Ceza Mahkemesi’nden dinleme kararı çıkartıldığı,…” belirtildi.

Savcılık iddianamesindeki değerlendirmesinde;  “Dinlenilmesi istenilen telefonlarla ilgili talep yazılarında bayanların kullandıkları telefonların eşlerine ait olduğunun belirtildiği, , ancak eşlerinin görevlerine yer verilmediği, dinleme kararına dayanak olarak gösterilen istihbaratı bilginin doğruluğunun araştırılmadan telefonların dinlenildiği, dinleme neticesinde her hangi bir adli işlem yapılmadığı, telefonların dinlenebilmesi için mağdurlar adına suç uydurularak sahte belge düzenlendiği, …” bilgilerine yer verildi.

SUBAY EŞLERİ: İDDİALAR ÇİRKİN VE KOMİK 

Mağdur M.K., “Eşinin görevi nedeniyle 2007-2011 yılları arasında Malatya’da bulunduklarını, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bu derneğin faaliyetlerine katılmadığını ve dernekten haberinin olmadığını” söyleyerek şikayetçi oldu.

Mağdur M.K.’nin eşi S.K. ise., “Malatya ilinde 2007-2011 yılları arasında 7. Ana Jet Üssü 171. Ve 172. Filo Komutanlıklarında görev yaptığını” belirterek şikayetçi oldu. 

Mağdur H.Ç. ise, “Eşinin görevi nedeniyle Malatya’da bulunduklarını, kullanmış olduğu telefonun dinlenilmesi amacıyla gösterilen gerekçelerin komik olduğunu, kendisinin her hangi bir siyasi veya dernek çalışmasının bulunmadığını, muhtemelen kendisi üzerinden eşinin dinlenmeye çalışıldığını, gerçek dışı isnatlarla hakkında iletişim tespiti talebinde bulunanlar hakkında şikayetçi olduğunu” belirtti,

Mağdur E.Ç. ise, “Malatya’da yüzbaşı olarak görev yaptığını, .eşinin veya kendisinin her hangi bir şekilde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile bir bağlantılarının bulunmadığını” belirterek şikayetçi oldu.

Mağdur B.P., “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile bir bağlantılarının bulunmadığını, iletişim tespit talebinde gösterilen gerekçelerin asılsız ve çirkin iftiralar olduğunu” kaydederek şikayetçi oldu.

JANDARMANIN TUNCELİ İSTİHBARAT AMİRİNİ DİNLEMİŞLER 

Ergenekon terör örgütü davası kapsamında takip edilen örgütlü şahıslarla irtibatta bulunduğu gerekçesiyle  hakkında o dönem Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde cep telefonunun dinlenilmesi kararı çıkartılan Mağdur S.G. ise, “2010-201 yılları arasında Tunceli İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Müdürlüğü’nde Terör Olaylarını Kısım Amiri  olarak görev yaptığını, telefonlarının dinleme yapıldığı  dönemde KCK olarak adlandırılan PKK örgütünün yapılanması ile ilgili olarak istihbaratı çalışmalarda bulunduğunu, Ergenekon terör örgütü  ile her hangi bir ilgisinin bulunmadığını” belirterek şikayetçi oldu.

SEFERBERLİK BÖLGE BAŞKANINI DA DİNLEMİŞLER 

İddianamede dönemin Genelkurmay Başkanlığı Malatya Seferberlik Bölge Başkanı olarak görev yapan Albay M.K.’ninde 3 ay süreyle dinlenildiği belirtildi. Ergenekon terör örgütü davası kapsamında takip edilen örgütlü şahıslarla irtibatta bulunduğu gerekçesiyle o dönemki Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde cep telefonunun dinlenilmesi kararı çıkartılan dönemin Seferberlik Bölge Başkanı Albay M.K., verdiği ifadesinde, “Usulsüz bir şekilde kendisinin örgütlü irtibatlandırılmaya çalışıldığını, iletişim tespit talebinde askeri personel olduğunun kasıtlı olarak yazılmadığını düşündüğünü, terör örgütü ile bir ilgisinin bulunmadığını…” belirterek  cep telefonunun dinlenilmesinde imzası bulunan emniyet görevlileri hakkında şikayetçi oldu.

İddianamede İnönü Üniversitesi’nde o dönemde görev yapan bazı personel ve öğretim üyelerinin de dinlendiği ve bir öğretim üyesinin 2 yıl süreyle dinlendiği de belirtildi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız